DÜNYAYA BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMEK

Diğer insanların neden sizden çok daha fazlasına sahip olduğunu hiç merak ettiniz mi - daha fazla para, daha iyi bir iş, güzel bir araba, daha güzel bir eş? Bu insanları kıskanıyor musun? ** Sahip olmadıklarına sahip oldukları için onlara içerliyor musun? Sıra size ne zaman gelecek merak ediyor musunuz?

dünyaya bakış açısını değiştirmek

** Kıskançlık üstüne yaşadığım iki olayı paylaşmak istiyorum. Birincisi çalıştığım şirketin sahibi , işçilikten büyük bir firma sahibi olmuş. Bir kaç farklı sektörde iyi paralar kazanıyordu. Kendi kendime dedim " Ulan adama bak helal olsun paraya para demiyor. Amk biz hala nerdeyiz ?!!" İyi bir kıskançlığa girmiştim. Bir zaman sonra patronla tanışma fırsatım oldu. Adamla sohbet ederken , sadece "MAMA" dan başka bir şey yiyemediğini öğrendim. O bütün kıskançlığım bir anda söndü. Çünkü ben yerine göre lahmacunda gömüyordum adana kebapta. Boş yere kıskandığımı düşünüp halime şükrettim. 

İkincisi , İstanbul da büyük bir villaya gitmiştik. Adam kendi bahçesine trilyonluk su kaydırakları yaptırmış. Bu paraya, yalnızca büyük oteller turistler için yaptırıyordu. "Bu adam da nasıl para varsa artık kendi bahçesine dikmiş aq" deyip içerlendim. Personelle çalışma yaparken villa sahipleri bahçeye çıktılar. Adam ve karısı 150 kilo kadar vardı ve yerlerinden kalkamıyordu. Kaydırak vardı ama kullanamıyorlardı! Para var ama yiyemedikten sonra kullanamadıktan sonra ne anlamı var ki ? dedim. İşte hayat bir yerden verirken bir yerden alıyor diye düşündüm.

Fakat bu iki olay ve eskilerden gelen yanlış düşüncelerden "kıskançlığı" yanlış yerde kullandığımı fark ettim. Ben onları kıskanırken "kendimi onlarla kıyaslıyordum". Bu hatadan vazgeçip kendimi dünle karşılaştırmaya karar verdim. Kendi sahip olduğum ( bende emaneten duran) şeyleri daha iyi nasıl hale getirebilirim ve bunu nasıl yapabilirim diye sormaya başladım. 

Toplumda "kendi haline şükret" diyoruz fakat bunu "olduğun yerde sayıkla yeni limanlara açılma" diye algılıyoruz. Kendini daha iyi hale nasıl getiririm ? İhtiyaçlarımın farkına vararak ,bunu nasıl elde edebilirim ? Sahip olduklarına sahip çık , kazandıklarına çok sevinme ve kaybettiklerine pek üzülme. Bir kere kaybettiysen tekrar denemeye devam et. Hayat düz bir çizgi değil , iniş ve çıkışlarla devam et. A noktasından B noktasına kimse düz şekilde 250 km hızla gitmemiştir ve gitmez de. İnsan bu dünyaya anlamlı bir yaşam için gelmiştir. Senin için anlamlı olan şey ne ? Henry Ford un oğlu 20 yaşında intihar etti. Çünkü 20li yaşlara geldiğinde elinde sayısız imkan vardı. Mücadele edecek bir şeye ihtiyacı yoktu. Belki de bu boşluk O nu intihara sürükledi.  

Doğada bile tohum önce toprağa düşer , sonra filizlenir ağaç olur ve sonra meyve verir. Tohumun ağaç olması için çiftçinin toprağı eşmesi , tohumu ekmesi, sulaması , ilaçlaması , bakması ve güneşin açması gibi bir sürü etken vardır. Bir şeyin olması için binlerce etken lazımken , bir şeyi yıkmak için sadece bir etken yeter. Bir binayı onlarca usta yaparken , bir bomba çok kısa zamanda patlatıp çökertir. Yapmak zor , yıkmak kolaydır ve yaparken elinin ulaştığı yere kadar inşa etme şansın vardır. Bir adamın kafasını patlatmak için bir taş atman yeter , ama o yarayı dikmek için elinin altında olması gerekir.

İnsan hayatı da böyledir ve insanın üzerinde titrediği en önemli şey ruhudur. Kendini inşa ederken onlarca zorluk çekersin ama bir hatayla hepsini kaybedebilirsin. Kırmızı hapın temel prensibinin kendine odaklan ,kendin geliştir ve kendini ön plana koy demesi bundandır. Hiç kimse bunu takdir etmese bile, kendin için anlamlı olanı yaşıyorsan bundan zevk alacaksındır.

Kıskançlığı artırıp kendinden uzaklaştıran başka bir şey de instagram , facebook gibi sosyal medya da gözümüze sokulan , başkalarının mükemmel hayatlarıdır. Başkalarının hayatlarına bakıp kendimizi ister istemez onlarla kıyaslayarak iç geçirdiğimiz olmuştur. Bu kendi ihtiyaçlarının farkına varmayı engeller. Çünkü kendi ihtiyaçlarının farkına varıp onlara ulaşmak yerine , başkalarının hayatlarına odaklanırsan ihtiyacın olmayan şeyi ihtiyacın varmış gibi algılar ve bunu elde edemediğini düşünüp üzülürsün. Çoğu insanın "abi bir kadına sahip olacaksan paran olacak araban olacak tipin olacak" dediğini duymuşsunuzdur. Yanlış algılama, yanlış yerde sürüklenmene sebep olur. 

Halbuki kırmızı hap böyle yanlış algılamalara bir bıçak vurup üç şey üstünde duruyor: 

Oyun ,Tip, Statü

Oyun ; senin sosyal ilişkilerini kuvvetlendirmeni ve insanlarla iyi ilişkiler kurmanı tavsiye ve teşvik ediyor.

Tip ; fiziksel özelliklerini geliştirebileceğin kadar geliştir. Ağırlık kaldır , sana yakışan bir stilin olsun , iyi beslen , iyi dinlen ve enerjini yüksek tut diyor. Her kadını etkileyemezsin fakat kendine bir kadın havuzu oluşturup kendine uygun olanı seçeceksin diyor.

Statü ; kendini geliştirip yapabileceğin en iyi işi yap. Bir şeyler üretip kendine ve insanlara bir şeyler katabileceğin bir işin olsun. Para kazanma potansiyelini geliştir ve ihtiyaçlarını karşıla diyor. 

İnsan midesine girenleri seçiyor da , beynine girenleri neden seçmiyor ?


MODERN BAĞIMLILIK : SOSYAL MEDYA VE DEPRESYON


İyi çocuklar , erken yaşam deneyimlerinden dolayı yoksunluk düşüncesiyle yönetilme eğilimindedir. Etrafta dolaşacak çok şey olduğuna inanırlar ve başka birinin zaten çok şeyi varsa, onlar için daha azı vardır.

İyi çocuklar, bol ve sürekli genişleyen bir evrende yaşadığımızı anlamakta zorlanıyorlar. İyilikleri yetersiz olarak görme eğilimindedirler. Sahip olduklarına sımsıkı tutunurlar, o gittiğinde daha fazlasının olmayacağından korkarlar. Dışarıdaki çok az şeyin kaybolmamasını sağlamak için kontrol etmek ve manipüle etmek zorunda olduklarına inanırlar. Gereksinimlerinin her zaman bol bol karşılanacağına güvenmeden, tedbirli davranırlar.

Bu kıtlık paradigması Russell adında bir İyi bir adam tarafından gösterilebilir. Başarılı bir satıcı olarak Russell, altı haneli rahat bir gelir elde ediyordu. Eve götürdüğü maaşın yüzde kırkını dini olarak tasarruf ve yatırımlara ayırdı. Çek hesabında minimum 30.000 dolarlık bir bakiye tuttu. Finansal zenginlik yaratma yeteneğine rağmen, Russell yoksunluk düşüncesi tarafından kontrol ediliyordu. Russell, mali çöküşten o kadar korkuyordu ki, bütçede olmasa karısının Costco'daki çocukları için 9,00 dolarlık bir video satın almasına izin vermeyecekti.

Russell'ın para konusundaki yoksunluk düşüncesi, genel olarak dünyaya bakışının bir yansımasıydı. Babası cimri ve katıydı. İki erkek kardeşine övgü ve lütufta bulunurken, Russell'ı eleştirel muamele için seçiyor gibiydi. Daha sonra, ölmeden önce babası Russell'ı vasiyetinden çıkarmış ve Russell'in payını kiliseye vermişti. Russell'ın dünyayı yoksunluğun gölgelediği merceklerden görmesine şaşmamalı.

Dünyayı bir bolluk yeri olarak görmeye başladığımızda, herkes için bolluk olduğunu fark ederiz. İhtiyacımız olan her şey akıyor... Tek yapmamız gereken kendi küçük düşüncemizin yolundan çekilip, bolluk düşüncesinin gelmesine izin vermektir.

Zenginliğe bakın - insanların kullandığı arabalar, yaşadıkları evler, yaptıkları geziler. Dünyamızda yaratılabilecek saf maddi bolluk ile tartışamazsınız. Diğer insanlar dolu dolu, bol hayatlar yaşıyorsa, neden sizin de olmasın? Unutma, bir adamın yaptığını başka bir adamda yapabilir.

Bir adam milyon dolarlar kazanıyorsa , neden kazanamıyorsun ? 

Bir adam hayallerinin işine başlayabiliyorsa , neden sen başlamıyorsun ?

Bir adam lüks bir araba kullanıyorsa , neden sen kullanamıyorsun ?

Eğer bir adam berbat bir işi bırakıp daha iyisini bulabiliyorsa , neden sen bulamıyorsun ?

Bir adam iyi bir eğitimci olabiliyorsa , neden sen olamıyorsun ?

Bir adam güzel kadınlarla beraber oluyorsa , neden sen olamıyorsun ?

Ne yazık ki, dünya bize almaya hazır olmadığımız ve istemediğimiz bir şeyi veremez. Yoksunluk düşüncesi, bir kişinin zaten sahip olduğu şeye sıkıca tutunmasını sağladığından, daha fazlasını almaya açık değildir.  Phil'in öğrendiği gibi, istediğimizi isteyip de almak için çalıştığımızda , öyle ya da böyle başka bir şekilde bize gelecektir.

Ücretsiz Etkinlik 45

Okumayı birkaç dakikalığına bir kenara bırakın ve gözlerinizi kapatın. Birkaç derin nefes alın ve yavaşça nefes verin. Zihnini temizleyin.

Kendinizi gevşemiş hissettiğinizde  , kendinizi bol bir dünyada yaşarken hayal edin. Bu bol dünyada, hiçbir kısıtlama veya sınırlama yoktur. İyi şeyler sürekli yanınızdan geçer. Arzu ettiğiniz her bol şeyi hayal edin - araba, ev, arkadaşlar, aşk, neşe, zenginlik, başarı, gönül rahatlığı, meydan okuma. Hayatınızı bu bollukla çevrili olarak yaşadığınızı hayal edin.

Size gerçek gelmeye başlayana kadar bu görselleştirmeyi günde birkaç kez tekrarlayın. Kollarını, kalbini ve zihnini aç. Yoldan çekil ve olmasına izin ver.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski